Önderlik Üzerine - (Alevilik Bilinci)

Hâlâ tartisilan bir konudur. Önderligin dogustan, yaratilistan gelen bir özellik mi oldugu ya da zamanla insanin kendini gelistirmesi, yeteneklerinin açiga çikartilmasiyla mi ortaya çiktigi konusu. Sosyal bilimciler tartisa dursun, önderligin toplumsal yapi üzerindeki etkisi azalmak yerine artamaya devam ederek günümüzde de önemini koruyor. Büyük olasilikla gelecekte de önderlik belirleyici olmaya devam edecektir.

 

 

 

 


 

Insanlik tarihi sayisiz önderlik örnegiyle doludur. Dogru zamanda dogru karari vererek toplumlarini gelistiren, kurtaran önderler oldugu gibi, yanlis kararlar vererek gereken cesareti göstermeyerek önderlik ettikleri toplumlari uçuruma yuvarlayan önderler olmustur. Bütün bu zengin deneyimler bizlere çagdas önderligin nasil olacagi konusunda önemli veriler sunuyor.

 

Önderlik büyük bedeller gerektiriyor. Sarsilmaz bir inanç, yenilmez bir irade, çelikten bir direnç, tartisilmaz kararlilik... gerektiriyor. Dolayli veya sayisiz engeller çikratilir önderligin önüne. Her türlü hileyle, entrikayla, komployla, önder adayi davasindan vazgeçirilmeye çalisilir. Potansiyel önder adayina ha bire “Neden sen de diger yasitlarin gibi hayatini yasamiyorsun? Sana mi kaldi Alevilerin toplumsal sorunlari? Sen kendi hayatina, ailene bak.” gibi bin bir engelleyici, geri düsürücü dayatmalarda bulunulur. Bazen insanin en yakinindaki kisi dahi insani anlamaz. Insanin idealleri, umutlari bilinmez.  Insani  dar bir çerçeve içinde tutmak isterler. Bu, süphesiz iyi niyetli bir davranis da olsa, özünde potansiyel önder adayini dar kaliplara hapsetme tutumudur. Aile kurumunu karaladigimiz, disladigimiz sonucu çikarilmasin söylediklerimizden. Bizce aile kurumu çok önemli bir kurumdur ve saglikli bir toplumsallasma için mutlaka korunmasi gereklidir. Ancak bizler yanlis temeller üzerine insa edilmis kurumlara karsiyiz. Ne üzücüdür ki; bazi aileler yanlis temeller üzerine kurulmustur. Bunun tahripkâr sonuçlarini en çok bu ailenin çocuklari yasiyor. Bizlerin reddettigi böylesi kurumlardir.

 

Iste önderlik her türlü zorlugun oldugu böylesi durumlarda ortaya çikar ve toplumsal anlamda kazanimlarda bulunur. “Zor kosullar güçlü önderler / kisiler ortaya çikarmistir” sözü bosuna söylenmemistir. Ancak burada çok üzülerek bir tarihsel gerçekligi ortaya koymamiz gerekiyor. Kabaca son ikiyüz (200) yildir Alevi toplumunda önemli bir önderliksel gelisme yasanmamistir. Elbette bu süreç zarfinda önderleri olmustur Alevi toplumunun. Fakat bir Pir Sultan Abdal, bir Hasan Sabbah, bir Seyh Bedrettin, bir Baba Ishak, Baba Ilyas, bir Bozoklu Celâl, bir Haci Bektas Veli, bir Mevlâna... ortaya çikmamistir. Önderlerimizin hepsini artisiyla eksisiyle kabul ediyoruz, ancak bu ikiyüz yillik süreçte ortaya çikan önderlerimizin çok yerel kaldiklarini, yetersiz olduklarini, çaginin gereklerini iyi kavramad iklarini, ke ndilerini dogru bir sekilde yasatamadiklarini, politika üretmekte yetersiz kaldiklarini, devlet sistemlerini tahlil edemediklerini... görürüz. Süphesiz önderlerimiz, bu belirttigimiz eksiklerin yaninda bir çok önemli gelisme de yaratmislardir. Bunca baskiya ragmen toplumumuzun mevcudiyetini korumuslardir. Bu anlamiyla bizden gereken saygiyi görüyorlar. Ama ne acidir ki önderlerimiz, bu belirttigimiz ve daha belirtmedigimiz yiginla yanlistan dolayi toplumumuzun gerekli çikisi yapamamasindan da sorumludurlar. Önderlerimiz, mevcut olan kazanimlari korumak adina sürekli tavizler vermisler ve böylece mevcut olanin çogunuda kaybetmislerdir. Bizlerin günümüzde yasadigi sorunlarin temelinde bu tavizkâr tutum rol oynamistir. Taviz derken egemenler karsisinda el pençe divan durduklari manasi çikmasin. Taviz derken, egemenlerle daha pasif bir iliski biçimini kastediyoruz. Süphesiz önderlerimiz inançlari ugruna her türlü bedeli ödemis ve ödemeye hazir olmuslardir. Bundan en küçük bir kusku yok. Ancak bazen bedel vermek, bedel ödemeye hazir olmak bile toplumun gelecegi açisindan yeterli olmamakta. Çünkü egemen sistemler her zaman yeni stratejiler gelistirmis, ince taktikler devreye koymuslardir. Bizlere düsen, inancimiza ters düsmeyecek sekilde bu strateji ve taktiklere dogru ve üstün yanitlar vermek olmalidir. Fakat bizler Köroglu’nun “tüfek icat edildi, mertlik bozuldu” söylemindeki hatalara düsmüsüz. Mertlik bozulduysa, namertler çogaldiysa bir kenara çekilmek yerine, yeni taktikler devreye koymak gerekiyor. Bütün bunlardan yola çikarak çok önemli dersler almamiz ve önemli sonuçlara ulasmamiz gerekiyor.

 

Önderler toplumun bugünkü konumlarini belirlerken, bugünkü tutumlarin gelecegi de sekillendireceginin bilincindedirler. Bu manada sorumluluklari çok çok büyüktür. Iste önderlikte budur zaten. Yani genelin sorumluluk almaktan kaçindigi bir zamanda ortaya çikip sorumluluk alabilmektir.  Önderle r zor kosullarin, çetin dönemlerin insanlaridirlar. Kararlar alinip ve bu kararlarin en ivedi bir sekilde pratiklesmesi gereken zamanlarda önderler önderliklerini gösterirler. Yoksa rehavet döneminde ortaya çikan sarlatan ve soytarilarin önderlikle hiç bir ilgileri yoktur. Bu tip sahte önderlerin toplumsal kazanimlarda en ufak bir katkilari dahi yoktur. Aksine bunlarin kazanimlarin kayba dönüsmesinde katkilari vardir. Yalniz bu tip kisileri ciddiye almak gerekiyor. Bunlari ciddiye alirken, bunlarin toplumun gelismesindeki paylarindan, azimlerinden, yürekliliklerinden, çalismalarindan... dolayi degil. Bunlar ciddiye alinmalidir, çünkü bunlar gerçek önderlerin yolunu kesmek için bütün hilekârliklara, entrikalara, sahtekârliklara... basvururlar. Bunlara dikkat edilmesi sarttir.

 

Önderlik emek vermeyle gerçeklesir. Kendisini önemli sorun ve sorularla egitmeyen kisinin önderligi tartisilir. Önderlik çalismak ile olur. Herkeslerden daha fazla çalismayla olur. Önderlik siradanligi kabullenmez. Bunlar önderligin dogasina aykiri unsurlardir. Önderlik, kendi içinde bir disipline sahip olmalidir. Yilmadan yanlislari düzeltmeye çalismalidir. Pes etmek önderligin kitabinda yoktur. Dogru bildiklerini israrla, inatla, kararlilikla... savunmak vardir. Önderlik kendi dogrularina inanmakla beraber, baskalarinin dogrularini kendi dogrulariyla karsilastirmaktan çekinmez. Eger yanlis bir uygulama olmussa, bunun özelestirisini vermekten kaçinmaz. Önderlikle diktatörlük karistirilmamalidir. Bizlerin önderlik anlayisinda diktatörlük mahkûm edilmistir.

 

Önderlik emek, çaba, çalisma, yogunlasma, fedakârlik, disiplin, üretkenlik, kararlilik, inanç, irade, alçakgönüllülük, erdemlik... ilkeleri etrafinda sekillenir. Önderlik, nafile tüketimleri reddettigi gibi sadeligi esas alir. Önderlik özenti, taklitçi, yoz bir yasami reddetmekle beraber, buna alternatif bir yasami da somut olarak kendi yasamiyla yasayarak örnek olur. Önderlik, hak olani savunur, bütün haksizliklari reddeder.

 

Önderlerin, akilli, bilgili, adaletli, namuslu, vakur, cesur, cömert, yumusak huylu, vefali, dogru sözlü, sefkatli ve merhametli, sabirli ve aceleci olmamalari gerekir. Gerektiginde en büyük riski almak demektir önderlik. Ne kadar aksilik çikarsa çiksin yoluna, inandigi degerlere bagli olarak devam edendir önder. Kendi yanlisindan dolayi baskasini suçlamak gerçek önderlerin tutumu degildir. Zor durumlarda metaneti koruyarak, en olumsuz sonuçlari hesaplayarak ama olumlu düsünceyi de koruyarak dengeyi saglayan kisi önderdir.

 

Yukaridaki genel belirlemeler isiginda önderlere iliskin düsüncelerimizi az da olsa belirlemis olduk. Bu genel ilkeler dogrultusunda Alevi önder adaylarinin gereken sonuca ulasacaklari kanaatindeyiz. Alevi toplumuna önder olmaya aday kisilerin, Alevi inancinin özünü her halleriyle kendilerinde somutlastirmis olmalari gerekiyor. Onlarin her hareketleri ile Aleviligi temsil ettiklerini bilmeleri gerekiyor. Bir adim atmadan önce bir degil, bin defa düsünmeleri, tartip biçmeleri gerekiyor. Giyimlerinden tutalim, kullandiklari kavramlara kadar azami dikkat göstermeleri gerekiyor. Alevi inancinin temel degerleriyle ters düsen en küçük bir davranislari bile çok büyük zararlara yol açabiliyor. Alevi toplumunun son yüzyili bu tür aci tecrübelerle doludur. Bu söylenenler yerelden genele bütün Alevi önder adaylari için geçerlidir. Yani ücra bir kasabada bulunan bir kurum yöneticisi de, en az binlerce kisiyi bünyesinde barindiran bir kurum yöneticisi kadar duyarli olmalidir. Her haliyle Aleviligi en iyi bir sekilde temsil etmelidir.

  • ahmet aslandogan

    Anlat tiklariniz 0rtalama iyi ama Alevi önderleri koltuklarinda kalirken yüksek cogunlugunda rizaligini almali ikincisibunlari asiri yüceltmek yakismaz inancimiza zaman yüceltsin sonrabizim önderlerimizin cogunlugu medyatik olmus burunlari kaf daginda

İgili Makaleler

Son Makaleler

Popüler